Kamelya
New member
- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 288
Çorak Yerler Omurgalı Fosil Lokalitesi‘ndeki hafriyat çalışmaları, Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Kısmı Lideri Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında devam ediyor.
“BUGÜNE KADAR 9 MİLYON YILLIK GEÇMİŞE GİDEN PEK ÇOK CİNSE İLİŞKİN FOSİL BULUNDU”
Çorak Yerler’deki hafriyat çalışmalarından bugüne kadar 8,5-9 milyon yıllık geçmişe giden bir fazlaca çeşide ilişkin fosil bulundu. Bu yıl bulunan en kıymetli fosilleri ise fillerin ceddine ilişkin uyluk kemiği ile defans dişi oluşturuyor.
Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, geçen dönem salgın niçiniyle hafriyat çalışmaları yapamadıklarını, yalnızca laboratuvar çalışması yaptıklarını söylemiş oldu.
Bu yılki hafriyat döneminde alanı açtıkları andan itibaren fosillere ulaştıklarını belirten Erol, “Bu sene yapılan hafriyatta 104 numaralı fosil elde edildi. Bunların ortasında geçen senelerda çıkan atların atalarına ilişkin fosillerin çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Bu sene ayrıyeten evvelki senelerda epeyce fazla bulunmayan geyiklere ilişkin boynuz ve kafatası ile fillerin atalarına, bilhassa iri formlara ilişkin bir defans üst çene dişi ile bir de bütün bir uyluk kemiği bulduk” dedi.
“FOSİLLER, ORGANİK MALZEMELER OLMALARINDAN ÖTÜRÜ KORUNMALARI EPEYCE ZORDUR”
Bulunan fosillerin çıkarılması için epeyce dikkatli ve hassas çalışmalar yapıldığını anlatan Erol, “Fosillerin çabucak hepsi günümüzden 8-9 milyon yıl öncesinde hayatış hayvanlara ilişkin fosil örnekleridir. Fosiller, organik malzemeler olmalarından dolayı korunmaları pek zordur” dedi.
“UZMAN ANTROPOLOGLAR GEREKMEKTEDİR”
Fosilleri açığa çıkarırken ziyan vermeden ve kırmadan çıkarmanın pek zahmetli oduğuna da değinen Erol, “Çıkarmadan evvel bir kez üstleri büsbütün açılır. Gün ışığına çıkarılan fosillere birtakım süreçler uygulanmaz ise parçalanıp dağılacaktır. Bu niçinle uzman antropologların bu fosilleri çıkarmaları gerekmektedir. Bu süreçler fosilleşmenin ne istikamete gerçek olduğu ve nasıl fosilleştiği üzere tafonomik açıdan kıymetli ayrıntıların elde edilmesi için uygulanmaktadır. İri fosilleri çoklukla alçı ceket uygulayarak çıkarmaktayız” diye konuştu.
“BU BÖLGE DAHA ÇOK FARKLI TİPLERE İLİŞKİN FOSİL BULUNTUSU BARINDIRIYOR”
Bu yıl yapılan hafriyat çalışmalarında grup arkadaşlarının özverili bir biçimde çalışarak fosilleri elde ettiklerine vurgu yapan Erol, “Bu seneye kadar yapılan çalışmalarda bilhassa filgillere yani hortumlulara ilişkin fosil kalıntıları içinde bu kadar bütün ve sağlam olarak çıkan uyluk kemiği ve defans dişi bulunmamıştı” dedi.
Bu yıl birinci sefer bu iri modülleri ele geçirmiş olduklarını söyleyen Erol, “Bu da lokalitede doruğun altına girdikçe daha iri formlarla karşılaşacağımızın bir göstergesi olmalıdır. Yani bu bölge daha fazlaca farklı çeşitlere ilişkin fosil buluntusu barındırıyor diyebiliriz” sözünü kullandı.
“BUGÜNE KADAR 9 MİLYON YILLIK GEÇMİŞE GİDEN PEK ÇOK CİNSE İLİŞKİN FOSİL BULUNDU”
Çorak Yerler’deki hafriyat çalışmalarından bugüne kadar 8,5-9 milyon yıllık geçmişe giden bir fazlaca çeşide ilişkin fosil bulundu. Bu yıl bulunan en kıymetli fosilleri ise fillerin ceddine ilişkin uyluk kemiği ile defans dişi oluşturuyor.
Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, geçen dönem salgın niçiniyle hafriyat çalışmaları yapamadıklarını, yalnızca laboratuvar çalışması yaptıklarını söylemiş oldu.
Bu yılki hafriyat döneminde alanı açtıkları andan itibaren fosillere ulaştıklarını belirten Erol, “Bu sene yapılan hafriyatta 104 numaralı fosil elde edildi. Bunların ortasında geçen senelerda çıkan atların atalarına ilişkin fosillerin çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Bu sene ayrıyeten evvelki senelerda epeyce fazla bulunmayan geyiklere ilişkin boynuz ve kafatası ile fillerin atalarına, bilhassa iri formlara ilişkin bir defans üst çene dişi ile bir de bütün bir uyluk kemiği bulduk” dedi.
“FOSİLLER, ORGANİK MALZEMELER OLMALARINDAN ÖTÜRÜ KORUNMALARI EPEYCE ZORDUR”
Bulunan fosillerin çıkarılması için epeyce dikkatli ve hassas çalışmalar yapıldığını anlatan Erol, “Fosillerin çabucak hepsi günümüzden 8-9 milyon yıl öncesinde hayatış hayvanlara ilişkin fosil örnekleridir. Fosiller, organik malzemeler olmalarından dolayı korunmaları pek zordur” dedi.
“UZMAN ANTROPOLOGLAR GEREKMEKTEDİR”
Fosilleri açığa çıkarırken ziyan vermeden ve kırmadan çıkarmanın pek zahmetli oduğuna da değinen Erol, “Çıkarmadan evvel bir kez üstleri büsbütün açılır. Gün ışığına çıkarılan fosillere birtakım süreçler uygulanmaz ise parçalanıp dağılacaktır. Bu niçinle uzman antropologların bu fosilleri çıkarmaları gerekmektedir. Bu süreçler fosilleşmenin ne istikamete gerçek olduğu ve nasıl fosilleştiği üzere tafonomik açıdan kıymetli ayrıntıların elde edilmesi için uygulanmaktadır. İri fosilleri çoklukla alçı ceket uygulayarak çıkarmaktayız” diye konuştu.
“BU BÖLGE DAHA ÇOK FARKLI TİPLERE İLİŞKİN FOSİL BULUNTUSU BARINDIRIYOR”
Bu yıl yapılan hafriyat çalışmalarında grup arkadaşlarının özverili bir biçimde çalışarak fosilleri elde ettiklerine vurgu yapan Erol, “Bu seneye kadar yapılan çalışmalarda bilhassa filgillere yani hortumlulara ilişkin fosil kalıntıları içinde bu kadar bütün ve sağlam olarak çıkan uyluk kemiği ve defans dişi bulunmamıştı” dedi.
Bu yıl birinci sefer bu iri modülleri ele geçirmiş olduklarını söyleyen Erol, “Bu da lokalitede doruğun altına girdikçe daha iri formlarla karşılaşacağımızın bir göstergesi olmalıdır. Yani bu bölge daha fazlaca farklı çeşitlere ilişkin fosil buluntusu barındırıyor diyebiliriz” sözünü kullandı.