Kamelya
New member
- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 288
Günlük rutinimizde büyük yer kaplayan uyku, vücudun istikrarı için pek kıymetli bir rol oynuyor. Yetişkin bir birey vaktinin ortalama üçte birini uykuda geçiriyor. Uyku bedendeki biroldukca dokuyu ve sistemi direkt etkileyen karmaşık ve dinamik bir yapıya sahiptir. Öğrenme süreçlerinde ve yeni anıların oluşmasında katkısı olan etkin bir müddetçtir.
Yanlışsız vakitte, kâfi uykunun alınmamasının ileride hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, obezite üzere fizyolojik rahatsızlıkların yanı sıra konsantre olamama, sonluluk, anksiyete ve depresyon üzere ruhsal meselelere yol açabiliyor.
Günlük hayatımız, düşlerimizi etkiliyor
Psikanalize nazaran düşler; bastırılan hislerin, isteklerin ve temel kaygıların bilinçdışını yansıtan sembollerle dışa vurulmadır. Gün ortasında yaşadığımız şeyler düşlerde birebir ortaya çıkmasa da, uykumuzun ve düşlerimizin içeriğinin, günlük yaşantımızdan etkilendiğini ve onunla şekillendiğini söyleyebiliriz. Düşler uykunun her periyodunda ortaya çıkabilir lakin en hayli REM uykusu denilen derin uyku ve süratli göz hareketlerinin gözlendiği evrede ortaya çıkar.
Her gece yaklaşık 2 saatlik vakit aralığında düş görüyor olsak bile sabah kalktığımızda birçoklarını hatırlamayız. Tam olarak fonksiyonu bilinmese de hayallerin hislerimizi işlememeye, eski ve yeni yaşantılar içinde ilişki kurmaya ve belleğe yardımcı olduğu düşünülmektedir. REM yoksunluğu oluşturulan bireylerde sonraki gün daha fazla tasa, sonluluk, tahammülsüzlük ve dikkat toplama kuvvetliğü olduğu gözlemlenmiş, yeni ayrıntıları öğrenme ve hatırlama kuvvetliğü bildirilmiştir.
Çok gerilim kabuslara niye oluyor
Düşlerin ana kaynaklarından biri de anılardır ve gerilimli olmak kasvet verici hayaller görülmesine niye olabilir. Gerilim ve anksiyete, uyarılmışlık seviyesini artırdığı için uyku-uyanıklık döngüsünde bozulmaya niye olabilir. Günlük ömrümüzde yaşadığımız işle ilgili bir sorun, akut gerilim oluşturabilen bir tartışma ya da istismar, travma üzere kronik gerilim kaynaklarının hepsi uykuya dalmada kuvvetlik, uykuda bölünme, kabuslar, bilhassa yavaş dalga uyku müddetinde azalma ve tüm uykunun kalitesinde bozulması üzere sıkıntılara yol açabilir. Bu niçinle depresyon uyku kalitesinin bozulduğu ruhsal rahatsızlıklardan biridir. Travma daha sonrası gerilim bozukluğunda gece sık uyanmalar, kabuslar, uyku sırasında vücut hareketlerinde anomaliler ve uykudan uyandıran panik ataklar görülebilir
Sistemsiz uyku niçiniyle görülebilecek fizyolojik ve ruhsal hastalıkları şöyleki sıralayabiliriz; hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, obezite, konsantre olamama, sonluluk, anksiyete, depresyon.
Yanlışsız vakitte, kâfi uykunun alınmamasının ileride hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, obezite üzere fizyolojik rahatsızlıkların yanı sıra konsantre olamama, sonluluk, anksiyete ve depresyon üzere ruhsal meselelere yol açabiliyor.
Günlük hayatımız, düşlerimizi etkiliyor
Psikanalize nazaran düşler; bastırılan hislerin, isteklerin ve temel kaygıların bilinçdışını yansıtan sembollerle dışa vurulmadır. Gün ortasında yaşadığımız şeyler düşlerde birebir ortaya çıkmasa da, uykumuzun ve düşlerimizin içeriğinin, günlük yaşantımızdan etkilendiğini ve onunla şekillendiğini söyleyebiliriz. Düşler uykunun her periyodunda ortaya çıkabilir lakin en hayli REM uykusu denilen derin uyku ve süratli göz hareketlerinin gözlendiği evrede ortaya çıkar.
Her gece yaklaşık 2 saatlik vakit aralığında düş görüyor olsak bile sabah kalktığımızda birçoklarını hatırlamayız. Tam olarak fonksiyonu bilinmese de hayallerin hislerimizi işlememeye, eski ve yeni yaşantılar içinde ilişki kurmaya ve belleğe yardımcı olduğu düşünülmektedir. REM yoksunluğu oluşturulan bireylerde sonraki gün daha fazla tasa, sonluluk, tahammülsüzlük ve dikkat toplama kuvvetliğü olduğu gözlemlenmiş, yeni ayrıntıları öğrenme ve hatırlama kuvvetliğü bildirilmiştir.
Çok gerilim kabuslara niye oluyor
Düşlerin ana kaynaklarından biri de anılardır ve gerilimli olmak kasvet verici hayaller görülmesine niye olabilir. Gerilim ve anksiyete, uyarılmışlık seviyesini artırdığı için uyku-uyanıklık döngüsünde bozulmaya niye olabilir. Günlük ömrümüzde yaşadığımız işle ilgili bir sorun, akut gerilim oluşturabilen bir tartışma ya da istismar, travma üzere kronik gerilim kaynaklarının hepsi uykuya dalmada kuvvetlik, uykuda bölünme, kabuslar, bilhassa yavaş dalga uyku müddetinde azalma ve tüm uykunun kalitesinde bozulması üzere sıkıntılara yol açabilir. Bu niçinle depresyon uyku kalitesinin bozulduğu ruhsal rahatsızlıklardan biridir. Travma daha sonrası gerilim bozukluğunda gece sık uyanmalar, kabuslar, uyku sırasında vücut hareketlerinde anomaliler ve uykudan uyandıran panik ataklar görülebilir
Sistemsiz uyku niçiniyle görülebilecek fizyolojik ve ruhsal hastalıkları şöyleki sıralayabiliriz; hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, obezite, konsantre olamama, sonluluk, anksiyete, depresyon.