İzmir İnciraltı Kıyısı’nda binlerce kuş tipine mesken sahipliği yapan Çakalburnu Lagünü’nü geçen yıl, ‘deniz marulu’ olarak da bilinen ‘ulva lactuca’ sardı. Lagünün 4’te 3’ü, yeşil renge büründü. Denizlerin kirlilik bakımından doygunluğa ulaştığını gösteren ve suyun yüzeyini büsbütün kaplayan marullar, kış mevsiminin gelmesi ve havaların soğumasının tesiriyle yok oldu. Bu yıl ise nisan ayının bu son günlerinde kentte havalar ısınınca, kirliliğin de tesiriyle Çakalburnu Lagünü’nde deniz marulu tekrar ortaya çıktı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, önümüzdeki günlerde deniz marulunun daha hayli artmasının beklendiğini vurguladı.
‘DAHA ÇOK DENİZ MARULU YAHUT MÜSİLAJ GÖRECEĞİZ’
Denizlere gereken kıymetin verilmediğini söz eden Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Bu denizin rahatsızlığını gösteriyor. Artık kronikleşti. Denize fazlaca fazla nutrient (besleyici element) geliyor. İzmir Körfezi yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa’nın da değerli arıtma tesislerine sahip. Buna karşın epey önemli oranda arıtılmadan denize bırakılan su var. Deniz marulu geçen yıl mayıs ayında oldu. daha sonra ekim ayında yenidenladı. Artık bir daha ortaya çıktı. Zira denizlerimize gereken ehemmiyeti vermiyoruz. Denizlerimizi hala fosseptik olarak kullanmaya devam ediyoruz. bu biçimde devam ettikçe daha fazlaca deniz marulu yahut müsilaj goreceğiz” tabirlerini kullandı.
‘KOKUYA niye OLUYOR’
Önümüzdeki günlerde deniz marulunun yayılımının artacağını kaydeden Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Sıcaklık arttıkça deniz marulu artacaktır. Biz bir Halil İbrahim Sofrası, kurduk. İzmir arıtma konusunda epey avantajlı bir kent bulunmasına karşın bunu yaşıyoruz. Bir de başka kentleri düşünün. Kesinlikle arıtma yapılmalı ve denizlere arıtılmadan hiç bir su verilmemeli. Deniz marulunun denize hayli fazla bir ziyanı yok. Canlı olduğu için ölünce kokuya niye oluyor. Mahallî ve merkezi hükümetlerin bu mevzuyu önemli manada ele alması gerekiyor” diye konuştu.
‘DAHA ÇOK DENİZ MARULU YAHUT MÜSİLAJ GÖRECEĞİZ’
Denizlere gereken kıymetin verilmediğini söz eden Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Bu denizin rahatsızlığını gösteriyor. Artık kronikleşti. Denize fazlaca fazla nutrient (besleyici element) geliyor. İzmir Körfezi yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa’nın da değerli arıtma tesislerine sahip. Buna karşın epey önemli oranda arıtılmadan denize bırakılan su var. Deniz marulu geçen yıl mayıs ayında oldu. daha sonra ekim ayında yenidenladı. Artık bir daha ortaya çıktı. Zira denizlerimize gereken ehemmiyeti vermiyoruz. Denizlerimizi hala fosseptik olarak kullanmaya devam ediyoruz. bu biçimde devam ettikçe daha fazlaca deniz marulu yahut müsilaj goreceğiz” tabirlerini kullandı.
‘KOKUYA niye OLUYOR’
Önümüzdeki günlerde deniz marulunun yayılımının artacağını kaydeden Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Sıcaklık arttıkça deniz marulu artacaktır. Biz bir Halil İbrahim Sofrası, kurduk. İzmir arıtma konusunda epey avantajlı bir kent bulunmasına karşın bunu yaşıyoruz. Bir de başka kentleri düşünün. Kesinlikle arıtma yapılmalı ve denizlere arıtılmadan hiç bir su verilmemeli. Deniz marulunun denize hayli fazla bir ziyanı yok. Canlı olduğu için ölünce kokuya niye oluyor. Mahallî ve merkezi hükümetlerin bu mevzuyu önemli manada ele alması gerekiyor” diye konuştu.