- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 3,117
Dünyada en çok organ nakli yapan merkezlerden biri olan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi, 13. yılında 5855. böbrek ve 813. karaciğer naklini gerçekleştirmenin gururunu yaşıyor. Memleketler arası Organ Bağışı ve Nakli Kayıt Tertibi sayılarına bakılırsa; her yıl Avrupa’nın biroldukça ülkesinde gerçekleştirilen nakil sayısından fazla nakil yapan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi, 13 yıldan bu yana ulaştığı başarılı sonuçlarla ilgili bilgiler paylaştı.
13 Yılda 6668 organ nakli
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Genel Müdürü Sebahattin Tanas, organ nakli merkezlerinin açıldığından bu yana 13 yılda 813’ü karaciğer, 5855’i böbrek nakli olmak üzere toplamda 6668 organ naklini muvaffakiyetle gerçekleştirdiğini söylemiş oldu.
Türkiye’de 60 bin böbrek hastası var
Yapılan bilimsel araştırmalarda Türkiye’de 60 bin böbrek hastasının olduğunu belirten Organ Nakli Merkezi Lideri Prof. Dr. Alper Demirbaş ise, bu hastalardan 20 bininin Sıhhat Bakanlığı bekleme listesinde olduğunu belirtti. Türkiye’de organ bağışına hâlâ sıcak bakmayanların da olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Alper Demirbaş, “Türk Nefroloji Derneği’nin 2020 raporuna göre, diyaliz merkezlerimizdeki kaliteli tedavi, tüm deneyim ve eforlara karşın, bugün diyalize başlayan 100 hastadan yalnızca 14’ü 10 yıl daha sonra hayatta kalabiliyor. Bu niçinle bu hastaların önündeki en kıymetli tedavi talihi, böbrek nakli ile hayata tutunmak. Lakin istatistiklere göre, böbrek nakli olabilme bahtları da yalnızca yılda 50’de 1 olarak karşımıza çıkıyor. Yılda 3 bin civarında böbrek nakli yapılabiliyor, bunun da lakin 600’ü kadavradan alınırken, geri kalanında canlı vericiden nakil yapılıyor” sözlerini kullandı.
“Pandemide de organ nakli öncelikli olmalı dedik”
Tüm dünyayı tesiri altına alan Covid-19 pandemisinin diyaliz ve organ nakline tesiri hakkında da bilgiler aktaran Prof. Dr. Alper Demirbaş, “Pandemi başladığında tüm toplum üzere biz de bir şok yaşadık, lakin daha sonra geçmişte yaptığımız 6 binin üstündeki nakil ve yılların verdiği deneyimle nakillere devam etme sonucu aldık. Pandemide de organ nakli daha öncelikli olmalı dedik. Bunun niçini ise bir diyaliz hastasının haftada 3 defa diyaliz alabilmek için her seferinde yaklaşık 40-50 şahısla temas etmek zorunda kalmasıydı. Bu diyaliz hastasının 4 kişilik bir ailesi olduğu da var iseyılırsa, diyaliz merkezine gidip konutuna dönerken en az 200 bireyle temas etmesi manasına geliyordu. Nakil olan bir kişi ise yalnızca ailesiyle temas ederek izole bir hayat sürebilir ve Covid-19’dan korunabilir diye düşündük. Gerçekten Türk Nefroloji Derneği’nin datalarına bakılırsa, 2021 yılında diyalize giren hastaların yüzde 20’sinde (5’te 1’inde) Covid gelişti. Ne yazık ki, bu Covid’e yakalanan yüzde 20 hastanın da yüzde 25’ini kaybettik. halbuki böbrek nakli yapılan hastaların yalnızca yüzde 8’inde Covid gelişti ve bunların yüzde 8’i ömrünü kaybetti. ötürüsıyla, pandemi periyodunda de hastaların böbrek nakli sonunda hayatta kalım oranlarının diyalize göre epeyce daha yüksek olduğu gösterilmiş oldu” diye konuştu.
Karaciğer nakline alternatif tedavi sistemi yok
Türkiye’de karaciğer nakil bekleme listelerinde yaklaşık yıllık 2000 siroz hastası bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, bu hastaların birçoğunun karaciğer nakli olamamaları halinde kısa müddette hayatlarını kaybettiğine dikkat çekti. Ülkemizde kadavra bağış sayısının düşük olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, “Karaciğer nakillerinin büyük çoğunluğu canlı vericilerden gerçekleştiriliyor. Nakil evresine gelmiş siroz hastalarımızın hayat müddetlerinin fazlaca kısalması ve karaciğer nakline alternatif bir tedavi usulü olmaması niçiniyle, onları bir daha hayata bağlamak için başta kadavra bağışı olmak üzere organ bağışını artırmalıyız. Gerektiğinde canlı verici olarak da bağışta bulunmaktan da kaçınmamalıyız” açıklamasında bulundu.
“2021 Yılında 174 karaciğer nakli yaptık”
Organ Nakli Merkezi’nin kurulduğu günden beri dünyanın en başarılı böbrek nakli merkezleri içinde yer aldığının altını çizen Prof. Dr. Karaosmanoğlu, 2018 yılından itibaren karaciğer naklinde de birebir başarıyı maksat aldıklarını belirtti. Prof. Dr. Karaosmanoğlu, “2018 yılından itibaren toplamda 511 karaciğer naklini muvaffakiyetle gerçekleştirdik. 2021 yılında da toplam 174 karaciğer naklini yüzde 90’ın üzerinde muvaffakiyet oranıyla gerçekleştirdik” dedi.
“Hastalarımızı kendi yakınımız üzere görüyoruz”
Hastalarını her vakit kendi yakınları üzere bakılırsan başarılı bir grup olduklarını vurgulayan Organ Nakli Merkezi Koordinatörü Dr. Levent Yücetin ise, “Biz yıllardır yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’da ve Dünya’da birincilikler alan, çalışkan, hastalarını her vakit kendi yakını üzere nazarann bir grubuz. Tek merkezde bu küçük ve özverili takım ile biroldukca ülkenin toplamından fazla nakli, yüksek hasta sağ kalım oranları ile gerçekleştirdik. Fakat emin olun, bir ortaya geldiğimizde daha epeyce çalışmamız gerektiğimizi söylüyor, hâlâ nakil olarak kurtarılmayı bekleyen binlerce insanımız için daha neler yapabiliriz diye konuşuyoruz” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı
13 Yılda 6668 organ nakli
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Genel Müdürü Sebahattin Tanas, organ nakli merkezlerinin açıldığından bu yana 13 yılda 813’ü karaciğer, 5855’i böbrek nakli olmak üzere toplamda 6668 organ naklini muvaffakiyetle gerçekleştirdiğini söylemiş oldu.
Türkiye’de 60 bin böbrek hastası var
Yapılan bilimsel araştırmalarda Türkiye’de 60 bin böbrek hastasının olduğunu belirten Organ Nakli Merkezi Lideri Prof. Dr. Alper Demirbaş ise, bu hastalardan 20 bininin Sıhhat Bakanlığı bekleme listesinde olduğunu belirtti. Türkiye’de organ bağışına hâlâ sıcak bakmayanların da olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Alper Demirbaş, “Türk Nefroloji Derneği’nin 2020 raporuna göre, diyaliz merkezlerimizdeki kaliteli tedavi, tüm deneyim ve eforlara karşın, bugün diyalize başlayan 100 hastadan yalnızca 14’ü 10 yıl daha sonra hayatta kalabiliyor. Bu niçinle bu hastaların önündeki en kıymetli tedavi talihi, böbrek nakli ile hayata tutunmak. Lakin istatistiklere göre, böbrek nakli olabilme bahtları da yalnızca yılda 50’de 1 olarak karşımıza çıkıyor. Yılda 3 bin civarında böbrek nakli yapılabiliyor, bunun da lakin 600’ü kadavradan alınırken, geri kalanında canlı vericiden nakil yapılıyor” sözlerini kullandı.
“Pandemide de organ nakli öncelikli olmalı dedik”
Tüm dünyayı tesiri altına alan Covid-19 pandemisinin diyaliz ve organ nakline tesiri hakkında da bilgiler aktaran Prof. Dr. Alper Demirbaş, “Pandemi başladığında tüm toplum üzere biz de bir şok yaşadık, lakin daha sonra geçmişte yaptığımız 6 binin üstündeki nakil ve yılların verdiği deneyimle nakillere devam etme sonucu aldık. Pandemide de organ nakli daha öncelikli olmalı dedik. Bunun niçini ise bir diyaliz hastasının haftada 3 defa diyaliz alabilmek için her seferinde yaklaşık 40-50 şahısla temas etmek zorunda kalmasıydı. Bu diyaliz hastasının 4 kişilik bir ailesi olduğu da var iseyılırsa, diyaliz merkezine gidip konutuna dönerken en az 200 bireyle temas etmesi manasına geliyordu. Nakil olan bir kişi ise yalnızca ailesiyle temas ederek izole bir hayat sürebilir ve Covid-19’dan korunabilir diye düşündük. Gerçekten Türk Nefroloji Derneği’nin datalarına bakılırsa, 2021 yılında diyalize giren hastaların yüzde 20’sinde (5’te 1’inde) Covid gelişti. Ne yazık ki, bu Covid’e yakalanan yüzde 20 hastanın da yüzde 25’ini kaybettik. halbuki böbrek nakli yapılan hastaların yalnızca yüzde 8’inde Covid gelişti ve bunların yüzde 8’i ömrünü kaybetti. ötürüsıyla, pandemi periyodunda de hastaların böbrek nakli sonunda hayatta kalım oranlarının diyalize göre epeyce daha yüksek olduğu gösterilmiş oldu” diye konuştu.
Karaciğer nakline alternatif tedavi sistemi yok
Türkiye’de karaciğer nakil bekleme listelerinde yaklaşık yıllık 2000 siroz hastası bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, bu hastaların birçoğunun karaciğer nakli olamamaları halinde kısa müddette hayatlarını kaybettiğine dikkat çekti. Ülkemizde kadavra bağış sayısının düşük olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, “Karaciğer nakillerinin büyük çoğunluğu canlı vericilerden gerçekleştiriliyor. Nakil evresine gelmiş siroz hastalarımızın hayat müddetlerinin fazlaca kısalması ve karaciğer nakline alternatif bir tedavi usulü olmaması niçiniyle, onları bir daha hayata bağlamak için başta kadavra bağışı olmak üzere organ bağışını artırmalıyız. Gerektiğinde canlı verici olarak da bağışta bulunmaktan da kaçınmamalıyız” açıklamasında bulundu.
“2021 Yılında 174 karaciğer nakli yaptık”
Organ Nakli Merkezi’nin kurulduğu günden beri dünyanın en başarılı böbrek nakli merkezleri içinde yer aldığının altını çizen Prof. Dr. Karaosmanoğlu, 2018 yılından itibaren karaciğer naklinde de birebir başarıyı maksat aldıklarını belirtti. Prof. Dr. Karaosmanoğlu, “2018 yılından itibaren toplamda 511 karaciğer naklini muvaffakiyetle gerçekleştirdik. 2021 yılında da toplam 174 karaciğer naklini yüzde 90’ın üzerinde muvaffakiyet oranıyla gerçekleştirdik” dedi.
“Hastalarımızı kendi yakınımız üzere görüyoruz”
Hastalarını her vakit kendi yakınları üzere bakılırsan başarılı bir grup olduklarını vurgulayan Organ Nakli Merkezi Koordinatörü Dr. Levent Yücetin ise, “Biz yıllardır yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’da ve Dünya’da birincilikler alan, çalışkan, hastalarını her vakit kendi yakını üzere nazarann bir grubuz. Tek merkezde bu küçük ve özverili takım ile biroldukca ülkenin toplamından fazla nakli, yüksek hasta sağ kalım oranları ile gerçekleştirdik. Fakat emin olun, bir ortaya geldiğimizde daha epeyce çalışmamız gerektiğimizi söylüyor, hâlâ nakil olarak kurtarılmayı bekleyen binlerce insanımız için daha neler yapabiliriz diye konuşuyoruz” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı