- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 2,745
Yaklaşık bir sene evvel başlatılan yeni modelde amaçlar tutmayıp enflasyon ve TL’deki paha kaybı rekor düzeylere gelince vatandaşlar süratle birikimlerini dolara çevirmeye başlamıştı.
Yeni model uğruna faizleri 850 baz puan düşüren Merkez Bankası’ysa (MB), ‘dolarizasyona karşı’ uyguladığı ‘liralaşma stratejisi’ kapsamında bankalara ek yükümlülükler getirecek adımlar atmıştı. Öbür yandan, faiz siyasetinden geri adım atamayan hükümetse, enflasyonu dizginlemek için kredi musluklarını kısmayı tercih ediyor.
Bu uygulamalardan rahatsızlıklarını belirten banka genel müdürleriyse, daha evvelki bir görüşmede MB Lideri Şahap Kavcıoğlu’nu Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye şikayet etmişti.
Üç gün evvel de de İş Bankası Genel Müdürü Hakan Ortan, Merkez Bankası’nın getirdiği düzenlemeler niçiniyle bankacılık kesiminin ‘yeni iktisat modeli’nin desteklediği kesimleri bile destekleyemeyecek hale geldiğini söylemişti.
Bankaların ‘şikayet merci’ Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’yse krediye erişimle ilgili olarak üç gündür Kredi Garanti Fonu hazırlıklarına işaret ediyor.
Ekonomistlere nazaran, siyasi bedel ödeyeceği telaşıyla faiz siyasetinden geri adım atamayan hükümet, enflasyonu dizginlemek için kredi musluklarını kısmayı tercih etti. Fakat bu sefer de işletmeler zora girdi.
DW Türkçe’den Muhammed Kafadar’a konuşan ekonomist Güldem Atabay, “Yapay bir biçimde siyaset faizini düşürdükten daha sonra piyasa faizlerini de bu düzeye çekmek için alınan makro ihtiyati tedbirler eninde sonunda kredi dar boğazı yaratacaktı. O evreye geldik” dedi.
Normalde faizler düştüğünde krediye erişimin kolaylaşmasının bekleneceğini kaydeden TOBB Türkiye Hazır Giysi ve Konfeksiyon Sanayii Meclis Lideri Erdem Fayat ise şunları söylemiş oldu:
“Bizde tam aksisi oldu. Siyaset faizi düştüğü biçimde endüstricinin paraya daha sıkıntı ulaştığını, düşen faize karşın daha az kredi vermeleri tarafında bankalara talimatlar verildiğini görüyoruz.”
Finansmana erişimin çok güçleştiğini anlatan İstanbul Tüccarlar Kulübü Lideri İlker Önel de şirketlerin dayanacak gücü kalmadığı görüşünde.
Yeni model uğruna faizleri 850 baz puan düşüren Merkez Bankası’ysa (MB), ‘dolarizasyona karşı’ uyguladığı ‘liralaşma stratejisi’ kapsamında bankalara ek yükümlülükler getirecek adımlar atmıştı. Öbür yandan, faiz siyasetinden geri adım atamayan hükümetse, enflasyonu dizginlemek için kredi musluklarını kısmayı tercih ediyor.
Bu uygulamalardan rahatsızlıklarını belirten banka genel müdürleriyse, daha evvelki bir görüşmede MB Lideri Şahap Kavcıoğlu’nu Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye şikayet etmişti.
Üç gün evvel de de İş Bankası Genel Müdürü Hakan Ortan, Merkez Bankası’nın getirdiği düzenlemeler niçiniyle bankacılık kesiminin ‘yeni iktisat modeli’nin desteklediği kesimleri bile destekleyemeyecek hale geldiğini söylemişti.
Bankaların ‘şikayet merci’ Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’yse krediye erişimle ilgili olarak üç gündür Kredi Garanti Fonu hazırlıklarına işaret ediyor.
Ekonomistlere nazaran, siyasi bedel ödeyeceği telaşıyla faiz siyasetinden geri adım atamayan hükümet, enflasyonu dizginlemek için kredi musluklarını kısmayı tercih etti. Fakat bu sefer de işletmeler zora girdi.
DW Türkçe’den Muhammed Kafadar’a konuşan ekonomist Güldem Atabay, “Yapay bir biçimde siyaset faizini düşürdükten daha sonra piyasa faizlerini de bu düzeye çekmek için alınan makro ihtiyati tedbirler eninde sonunda kredi dar boğazı yaratacaktı. O evreye geldik” dedi.
Normalde faizler düştüğünde krediye erişimin kolaylaşmasının bekleneceğini kaydeden TOBB Türkiye Hazır Giysi ve Konfeksiyon Sanayii Meclis Lideri Erdem Fayat ise şunları söylemiş oldu:
“Bizde tam aksisi oldu. Siyaset faizi düştüğü biçimde endüstricinin paraya daha sıkıntı ulaştığını, düşen faize karşın daha az kredi vermeleri tarafında bankalara talimatlar verildiğini görüyoruz.”
Finansmana erişimin çok güçleştiğini anlatan İstanbul Tüccarlar Kulübü Lideri İlker Önel de şirketlerin dayanacak gücü kalmadığı görüşünde.