- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 3,111
Türkiye’deki ve dünyadaki yangın, sel üzere doğal afetler haftalardır hüzün ve kaygı ile takip ediliyor. Bilhassa yangın, zelzele üzere durumlarda insanların birilerine yahut bir bilgiye inanma ve güvenme gereksiniminin arttığını belirten Anadolu Sıhhat Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Kişi kendini inançta hissetmek, denetim sahibi olmak için inanmak ister ve çoklukla toplumsal medyadaki yanlışsız olmayan haberlere yönelebilir. Fakat aldatıcı bu haberler toplumda derdin ve dehşetin artmasına ve kişinin kendini çaresiz hissetmesine, panik haline sebep olabilir. Aldatıcı ve hakikat olmayan sansasyonel haberler, gerçek haberlerden daha epeyce tasaya niye oluyor” dedi.
Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, şu periyot toplumun psikolojisiyle ilgili değerli bilgiler verirken, yangın, sel yahut zelzele üzere afetlere maruz kalan şahıslara nasıl uygun bir biçimde dayanak olunabileceği ile ilgili de tekliflerde bulundu…
Yangının sadece ortasında yaşanılan meskenleri, ormanları etkilemekle kalmayıp, ömrün öteki alanlarını da sarsacak tesirlere niye olabildiğini hatırlatan Anadolu Sıhhat Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Doğrudan bu felakete maruz kalmasak bile etrafımızda gördüğümüz ve çaresizlik hissettiğimiz bir fazlaca acı olaya tanıklık edebiliyoruz. ötürüsıyla tüm bu durumlar birtakım olumsuz ruhsal süreçleri de birlikteinde getiriyor. Afetlerde, kazalarda, büyük yıkımlarda birbirimize gereksinimimiz olduğunu unutmadan yardıma gereksinimi olduğunu düşündüğümüz bireylere yardım eli uzatmalıyız” dedi.
herkesin reaksiyonu farklı olabilir
Afetler, kazalar ve travmatik durumlarda, bilhassa de tüm toplumu etkileyen büyük olaylarda bireylerin birbirine olan takviyesi, yaşanan yıkıcı olay daha sonrası etkilenen bireylerin olağan hayatına daha kolay ahenk sağlamasına yardımcı olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Olumsuz olaylara maruz kalan bireylere yalnız olmadıklarını hissettirmek, ortasında bulundukları durumla başa çıkmaları için çok önemli” halinde konuştu.
Yangın sırasında ve daha sonrasındaki reaksiyonların her beşerde farklılık gösterdiği üzere birçoğumuzda olan ortak hissin kaygı olduğunu lisana getiren Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Kişinin ruh durumu, yangının şiddeti ve yangın alanına ne kadar yakın olduğu, ne kadar etkilendiği verilen yansıyı değiştirebilir. Meskeni, iş yerleri yanan bireyler yaşadıkları bu ani yıkıcı olayın tesiriyle karamsarlık, ümitsizlik, vefat isteği yahut vefat korkusu, öfke, hüzün yahut gerekeni yapamadıklarını düşünerek pişmanlık yaşayabilirler ve durumu kabullenmekte kuvvetlik çekebilirler” açıklamasında bulundu.
Geçmişte tasa bozukluğu, panik bozukluk yaşayanlar olumsuz etkilenebilir
Kişinin direkt yangın felaketine maruz kalmış olmasının, konutunun, eşyalarının yanmasının pek yıkıcı ve baş edilmesi güç bir durum olduğunu ama yangına direkt maruz kalmayan bireylerin de bu durumdan önemli derecede etkilenebildiğini belirten Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Örneğin, yangın haberlerini takip eden ve yaşadığı keder, kaygı niçiniyle günlük hayatına odaklanamayan yahut geçmişte panik bozukluk, dert bozukluğu yaşayan bireyler, geçmişte bu üzere benzeri travmalar hayatış bireyler günlük yaşantılarını aksatacak, kendilerine ziyan verecek derecede telaş ve kaygıya sahip olabilirler. Bu üzere durumlarda kişi kendi ruh durumundaki olağan olmayan durumların farkında olmayabilir o niçinle yakın etrafının müşahedesi ve gerekirse bir uzmana yönlendirmesi önemlidir” dedi.
Yangına maruz kalmış yahut kayıp hayatış bir kişinin yaşadığı travmanın şiddeti ile bağlantılı olarak farkında olmasa da ruh sıhhati uzmanı tarafınca ruhsal dayanağa muhtaçlık duyabileceğinin altını çizen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Ne olursa olsun yalnız olmadığını, onun yanında olduğunuzu sık sık hatırlatın. Gerekirse bir uzman dayanağı alması için ısrarcı olmadan destekleyin. Kendinizi umutsuz, çaresiz hissediyorsanız, günlük rutinlerinizi aksatacak derecede yangın ve yangınla ilgili haberlerden etkilendiğinizi düşünüyorsanız, yangına maruz kaldıysanız, bir kayıp yaşadıysanız kesinlikle vakit kaybetmeden ruhsal takviye almalısınız” hatırlatmasında bulundu.
Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, yangın ve başka afetlere maruz kalan bireylere nasıl dayanak olunabileceğine ait tekliflerde bulundu:
Olaya maruz kalan kişiyi dinleyin
Kişi yaşadığı olumsuz durumu tüm detaylarıyla paylaşmak isteyebilir yahut hiç bu bahis hakkında konuşmak istemeyebilir. Neler hissettiğini, neler yaşadığını anlatmasına müsaade verin ve sabırla dinleyin. Yaşadıkları hakkında paylaşımda bulunmak istemiyorsa ısrarcı olmayın. Dinlerken yargılamayın, eleştirmekten kaçının. Yaşadığı olumsuzluğu paylaşacağı birinin olduğunu bilmek ona güzel hissettirecektir.
Ona gereksinimi olduğunda yanında olacağınızı söyleyin
Olumsuz durumlar daha sonrasında beşerler her vakit konuşmak istemeyebilir, olayı hatırlatacak şeyleri düşünmek istemeyebilirler. kimi vakit hiç bir şey yapmadan yalnızca yanında olmak, varlığınızı hissettirmek bile yeterli gelecektir. Bu üzere olaylar sırasında yahut daha sonrasında muhtaçlık duyulan şey kişiyi dinleyen, inanç veren, anlamaya çalışan, hoşgörülü birinin yanında olduğunu hissetmesidir. Gereksinimi olduğu her vakit size basitçe ulaşabileceğini hatırlatın.
Sağlıklı düşündüğü bir periyotta olmadığını, vakte gereksinimi olduğunu unutmayın
Yangında kayıp yaşayan kişi bu yıkıcı olayın tesiriyle bir süre sağlıklı düşünemeyebilir, kendini anlatırken hislerini söz ederken zorlanabilir, günlük hayatına geri dönmesi vakit alabilir. Bu sırada etrafındakilerin dayanağı, söylemiş oldukleri, kişinin güzelleşmesine katkı sağlar. Çabucak eski yaşantısına dönmesini beklemek ve hiç bir şey olmamış üzere davranmak yapılan en büyük kusurlardan biridir.
Yaşadıkları şok ve çaresizlikle bir arada olaylar hakkında gerçek yorumlar yapamayabilirler. Bu niçinle onları rahatlatmak ismine süreksiz tahliller üretmek yerine kalıcı ve hayatlarını kolaylaştırıcı gerçekçi fikirlerle yardımcı olmaya çalışmalısınız.
Toplumdaki öbür bireylere de dayanak olmak ismine yangın daha sonrası ruhsal takviye sağlamaya istekli uzman bireylerin bağlantı ayrıntılarını mümkün olduğunda fazla bireyle paylaşmaya çalışın. Buna ek olarak toplumsal medyadaki yanlış ve aldatıcı, paniğe sürükleyici ayrıntıların yayılmaması için bu ayrıntıları gerekli yerlere bildirin.
Suçlayıcı lisan kullanmak yerine bugünlerde uzlaşmacı, yardımcı ve barışçıl bir lisan kullanmaya çalışın. Birçoğumuz yaşanılan bu üzücü yangın felaketi niçiniyle üzgünüz, hislerimizi paylaşmak istememiz pek olağan ama bunu yaparken kendimizi ve diğerlerini huzursuz edecek telaffuzlardan uzak durmalıyız. Toplumdaki derdin fazla olması kişilerarası çatışmayı ve anlayışsızlığı da birlikteinde getirebilir. Bu da gereken yardıma gereğince odaklanmayı engelleyebilir.
Hibya Haber Ajansı
Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, şu periyot toplumun psikolojisiyle ilgili değerli bilgiler verirken, yangın, sel yahut zelzele üzere afetlere maruz kalan şahıslara nasıl uygun bir biçimde dayanak olunabileceği ile ilgili de tekliflerde bulundu…
Yangının sadece ortasında yaşanılan meskenleri, ormanları etkilemekle kalmayıp, ömrün öteki alanlarını da sarsacak tesirlere niye olabildiğini hatırlatan Anadolu Sıhhat Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Doğrudan bu felakete maruz kalmasak bile etrafımızda gördüğümüz ve çaresizlik hissettiğimiz bir fazlaca acı olaya tanıklık edebiliyoruz. ötürüsıyla tüm bu durumlar birtakım olumsuz ruhsal süreçleri de birlikteinde getiriyor. Afetlerde, kazalarda, büyük yıkımlarda birbirimize gereksinimimiz olduğunu unutmadan yardıma gereksinimi olduğunu düşündüğümüz bireylere yardım eli uzatmalıyız” dedi.
herkesin reaksiyonu farklı olabilir
Afetler, kazalar ve travmatik durumlarda, bilhassa de tüm toplumu etkileyen büyük olaylarda bireylerin birbirine olan takviyesi, yaşanan yıkıcı olay daha sonrası etkilenen bireylerin olağan hayatına daha kolay ahenk sağlamasına yardımcı olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Olumsuz olaylara maruz kalan bireylere yalnız olmadıklarını hissettirmek, ortasında bulundukları durumla başa çıkmaları için çok önemli” halinde konuştu.
Yangın sırasında ve daha sonrasındaki reaksiyonların her beşerde farklılık gösterdiği üzere birçoğumuzda olan ortak hissin kaygı olduğunu lisana getiren Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Kişinin ruh durumu, yangının şiddeti ve yangın alanına ne kadar yakın olduğu, ne kadar etkilendiği verilen yansıyı değiştirebilir. Meskeni, iş yerleri yanan bireyler yaşadıkları bu ani yıkıcı olayın tesiriyle karamsarlık, ümitsizlik, vefat isteği yahut vefat korkusu, öfke, hüzün yahut gerekeni yapamadıklarını düşünerek pişmanlık yaşayabilirler ve durumu kabullenmekte kuvvetlik çekebilirler” açıklamasında bulundu.
Geçmişte tasa bozukluğu, panik bozukluk yaşayanlar olumsuz etkilenebilir
Kişinin direkt yangın felaketine maruz kalmış olmasının, konutunun, eşyalarının yanmasının pek yıkıcı ve baş edilmesi güç bir durum olduğunu ama yangına direkt maruz kalmayan bireylerin de bu durumdan önemli derecede etkilenebildiğini belirten Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Örneğin, yangın haberlerini takip eden ve yaşadığı keder, kaygı niçiniyle günlük hayatına odaklanamayan yahut geçmişte panik bozukluk, dert bozukluğu yaşayan bireyler, geçmişte bu üzere benzeri travmalar hayatış bireyler günlük yaşantılarını aksatacak, kendilerine ziyan verecek derecede telaş ve kaygıya sahip olabilirler. Bu üzere durumlarda kişi kendi ruh durumundaki olağan olmayan durumların farkında olmayabilir o niçinle yakın etrafının müşahedesi ve gerekirse bir uzmana yönlendirmesi önemlidir” dedi.
Yangına maruz kalmış yahut kayıp hayatış bir kişinin yaşadığı travmanın şiddeti ile bağlantılı olarak farkında olmasa da ruh sıhhati uzmanı tarafınca ruhsal dayanağa muhtaçlık duyabileceğinin altını çizen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Ne olursa olsun yalnız olmadığını, onun yanında olduğunuzu sık sık hatırlatın. Gerekirse bir uzman dayanağı alması için ısrarcı olmadan destekleyin. Kendinizi umutsuz, çaresiz hissediyorsanız, günlük rutinlerinizi aksatacak derecede yangın ve yangınla ilgili haberlerden etkilendiğinizi düşünüyorsanız, yangına maruz kaldıysanız, bir kayıp yaşadıysanız kesinlikle vakit kaybetmeden ruhsal takviye almalısınız” hatırlatmasında bulundu.
Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, yangın ve başka afetlere maruz kalan bireylere nasıl dayanak olunabileceğine ait tekliflerde bulundu:
Olaya maruz kalan kişiyi dinleyin
Kişi yaşadığı olumsuz durumu tüm detaylarıyla paylaşmak isteyebilir yahut hiç bu bahis hakkında konuşmak istemeyebilir. Neler hissettiğini, neler yaşadığını anlatmasına müsaade verin ve sabırla dinleyin. Yaşadıkları hakkında paylaşımda bulunmak istemiyorsa ısrarcı olmayın. Dinlerken yargılamayın, eleştirmekten kaçının. Yaşadığı olumsuzluğu paylaşacağı birinin olduğunu bilmek ona güzel hissettirecektir.
Ona gereksinimi olduğunda yanında olacağınızı söyleyin
Olumsuz durumlar daha sonrasında beşerler her vakit konuşmak istemeyebilir, olayı hatırlatacak şeyleri düşünmek istemeyebilirler. kimi vakit hiç bir şey yapmadan yalnızca yanında olmak, varlığınızı hissettirmek bile yeterli gelecektir. Bu üzere olaylar sırasında yahut daha sonrasında muhtaçlık duyulan şey kişiyi dinleyen, inanç veren, anlamaya çalışan, hoşgörülü birinin yanında olduğunu hissetmesidir. Gereksinimi olduğu her vakit size basitçe ulaşabileceğini hatırlatın.
Sağlıklı düşündüğü bir periyotta olmadığını, vakte gereksinimi olduğunu unutmayın
Yangında kayıp yaşayan kişi bu yıkıcı olayın tesiriyle bir süre sağlıklı düşünemeyebilir, kendini anlatırken hislerini söz ederken zorlanabilir, günlük hayatına geri dönmesi vakit alabilir. Bu sırada etrafındakilerin dayanağı, söylemiş oldukleri, kişinin güzelleşmesine katkı sağlar. Çabucak eski yaşantısına dönmesini beklemek ve hiç bir şey olmamış üzere davranmak yapılan en büyük kusurlardan biridir.
Yaşadıkları şok ve çaresizlikle bir arada olaylar hakkında gerçek yorumlar yapamayabilirler. Bu niçinle onları rahatlatmak ismine süreksiz tahliller üretmek yerine kalıcı ve hayatlarını kolaylaştırıcı gerçekçi fikirlerle yardımcı olmaya çalışmalısınız.
Toplumdaki öbür bireylere de dayanak olmak ismine yangın daha sonrası ruhsal takviye sağlamaya istekli uzman bireylerin bağlantı ayrıntılarını mümkün olduğunda fazla bireyle paylaşmaya çalışın. Buna ek olarak toplumsal medyadaki yanlış ve aldatıcı, paniğe sürükleyici ayrıntıların yayılmaması için bu ayrıntıları gerekli yerlere bildirin.
Suçlayıcı lisan kullanmak yerine bugünlerde uzlaşmacı, yardımcı ve barışçıl bir lisan kullanmaya çalışın. Birçoğumuz yaşanılan bu üzücü yangın felaketi niçiniyle üzgünüz, hislerimizi paylaşmak istememiz pek olağan ama bunu yaparken kendimizi ve diğerlerini huzursuz edecek telaffuzlardan uzak durmalıyız. Toplumdaki derdin fazla olması kişilerarası çatışmayı ve anlayışsızlığı da birlikteinde getirebilir. Bu da gereken yardıma gereğince odaklanmayı engelleyebilir.
Hibya Haber Ajansı