Hi-Lev
New member
- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 273
Dijital Nefretle Uğraş Merkezi (CCDH) tarafınca hazırlanan raporda, Meta, Twitter ve Google şirketlerinin 2019’da terör ve şiddet içeren paylaşımları kaldırma davetini desteklediği tarafında yaptığı ortak bildiriye atıfta bulunularak, “Basın açıklamalarının boş vaatlerden öbür bir şey olmadığı bir kere daha kanıtlandı.” tabirine yer verildi.
Başkent Washington’da ofisi bulunan CCDH’nin internet sayfasında yer alan açıklamada, “Bu rapor, Facebook, Instagram, TikTok, Twitter ve YouTube dahil olmak üzere toplumsal medya şirketlerinin kendilerine bildirilen Müslüman zıddı nefret ve İslamofobik paylaşımların yüzde 89’unda harekete geçmediğini ortaya koyuyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporu hazırlayan araştırmacılar, kelam konusu platformların kendi raporlama araçlarını kullanarak, Müslümanları “ırkçı karikatürler, komplolar ve temelsiz savlarla amaç alan rahatsız edici, bağnaz ve insanlıktan çıkarıcı içerik barındıran” 530 gönderiyi ve bu gönderilerin en az 25 milyon sefer görüntülendiğini tespit etti.
Konuyla ilgili, “Kötüye kullanım gayeli içeriğin birden fazla kolaylıkla tanımlanabilirdi ve bir daha de kayıtsız kalındı. Instagram, TikTok ve Twitter, kullanıcıların #deathtoislam (İslam’a ölüm), #islamiscancer (İslam kanserdir) üzere hashtag’leri kullanımına müsaade verdi. Hashtag’leri kullanarak yayılan içerik, en az 1,3 milyon görüntülenme aldı.” bilgisi paylaşıldı.
Raporun devamında, İslamofobik içeriklerin paylaşılmasına müsaade vermenin toplumsal bölünmeleri teşvik edeceği, istismarcı davranışları normalleştireceği ve çevrim dışı hücumları teşvik edeceği ikazında bulunuldu.
Ayrıca, toplumsal medya platformlarının İslam tersi içeriklerden ve etkileşimlerinden para kazandığı, bu sebeple nefretin yayılmasına göz yumdukları tez edildi.
Başkent Washington’da ofisi bulunan CCDH’nin internet sayfasında yer alan açıklamada, “Bu rapor, Facebook, Instagram, TikTok, Twitter ve YouTube dahil olmak üzere toplumsal medya şirketlerinin kendilerine bildirilen Müslüman zıddı nefret ve İslamofobik paylaşımların yüzde 89’unda harekete geçmediğini ortaya koyuyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporu hazırlayan araştırmacılar, kelam konusu platformların kendi raporlama araçlarını kullanarak, Müslümanları “ırkçı karikatürler, komplolar ve temelsiz savlarla amaç alan rahatsız edici, bağnaz ve insanlıktan çıkarıcı içerik barındıran” 530 gönderiyi ve bu gönderilerin en az 25 milyon sefer görüntülendiğini tespit etti.
Konuyla ilgili, “Kötüye kullanım gayeli içeriğin birden fazla kolaylıkla tanımlanabilirdi ve bir daha de kayıtsız kalındı. Instagram, TikTok ve Twitter, kullanıcıların #deathtoislam (İslam’a ölüm), #islamiscancer (İslam kanserdir) üzere hashtag’leri kullanımına müsaade verdi. Hashtag’leri kullanarak yayılan içerik, en az 1,3 milyon görüntülenme aldı.” bilgisi paylaşıldı.
Raporun devamında, İslamofobik içeriklerin paylaşılmasına müsaade vermenin toplumsal bölünmeleri teşvik edeceği, istismarcı davranışları normalleştireceği ve çevrim dışı hücumları teşvik edeceği ikazında bulunuldu.
Ayrıca, toplumsal medya platformlarının İslam tersi içeriklerden ve etkileşimlerinden para kazandığı, bu sebeple nefretin yayılmasına göz yumdukları tez edildi.