- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 2,742
TL, yanlış iktisat siyasetleri niçiniyle geçen yıl dolar karşısında yüzde 30 kıymet yitirdi. Kur, Naci Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlığından alınmasından daha sonra para siyasetinin değiştiği 20 Mart 2021‘den bu yanaysa yüzde 160 yükseldi.
Dolar kuru son devirde yatay seyretse de bu Merkez Bankası’nın piyasalara müdahaleleriyle sağlanabiliyor. Banka, kuru dizginlemek için 2022 boyunca ‘arka kapıdan’ piyasaya 108 milyar dolarlık müdahalede bulundu. Hükümet de kur muhafazalı mevduat üzere uygulamalarla buna takviye oluyor.
Piyasalarsa 14 Mayıs’ta yapılması beklenen seçimde iktisat siyasetlerinde esaslı değişim getirecek bir kararın çıkıp çıkmayacağını izliyor.
Dün muhalefetteki altı siyasi parti ve çıkaracakları ortak adayın seçim beyannamesini oluşturacak siyaset metni yayımlandı.
İktisat idaresinin bir daha yapılandırılacağına dikkat çekilen metinde, Merkez Bankası’nın da bir daha Ankara’ya taşınarak asli vazifelerine geri döneceği açıklandı.
‘Tutum tümüyle değiştirebilir’
Ekonomi gazetesi muharriri Aktaş bugünkü köşesinde şunları kaydetti: “Türkiye’ye döviz getirilmemesinin en temel niçininin güvensizlik olduğu ortada. ötürüsıyla seçim daha sonrasında yabancıya inanç veren bir iktidar işbaşına geldiği takdirde artık Türkiye’nin ismini anmayan Batı sermayesi tavrını tümüyle değiştirebilir.”
Aktaş, millet ittifakının vadettiklerini yapması halinde devlet iç borçlanma senetlerine ve pay senetlerine yabancıların bir daha ilgi göstereceğini belirtti.
‘Alırken kazanmak’
Bu ilginin yoğunluğuna bağlı olarak döviz arzında süratli bir artış olacağını ve Merkez Bankası’nın dövizi tutabilme gayesiyle artık uyguladığı tedbirlerin terk edileceğini belirten Aktaş, bundan daha sonrası için şu senaryoyu öngördü:
“Hani ‘Alırken kazanmak’ diye bir kavram var ya, yabancı yatırımcı bunu bilmiyor olabilir mi?
Türk menkul değerlerini almak istiyorsanız, ucuzken alacaksınız!
Menkul değer almak için döviz getireceğinize bakılırsa o dövizi olabildiğince yüksek kurdan satacaksınız!
ötürüsıyla seçimden daha sonra TL’nin değerlenebileceğini, menkul değerlerin pahalanabileceğini gözeten yabancı elini çabuk tutmak isteyecektir.
Kaldı ki kimi kararları vermek için de o denli uzun uzunluklu düşünmeye gerek yok. Türk halkının döviz artışına dönük beklentisinin son periyotta nasıl bilakis döndüğüne bakmak en uygun örnektir.
Kur muhafazalı mevduat hesapları, döviz artışına endeksli olduğu biçimde son periyotta niçin azalmaya başladı da bu azalmayı durdurmak ismine DTH dönüşümlü hesaplar için faiz tavanı kaldırıldı.
Adeta genlerimize işlemiş olan kur artışı beklentisi kırıldı da ondan. Vatandaş baktı ki kur aylardır artmıyor ve seçime kadar da pek artacağı yok, çabucak KKM’yi terk etmeye başladı.
ötürüsıyla yabancı da menkul değerlerin fiyatının artacağını ve getirdiği dövizin daha epeyce TL etmeyeceğini gördüğü an Türkiye’ye dönecektir. İşte o an tatlı telaşın başlangıcı olacaktır.”
Dolar kuru son devirde yatay seyretse de bu Merkez Bankası’nın piyasalara müdahaleleriyle sağlanabiliyor. Banka, kuru dizginlemek için 2022 boyunca ‘arka kapıdan’ piyasaya 108 milyar dolarlık müdahalede bulundu. Hükümet de kur muhafazalı mevduat üzere uygulamalarla buna takviye oluyor.
Piyasalarsa 14 Mayıs’ta yapılması beklenen seçimde iktisat siyasetlerinde esaslı değişim getirecek bir kararın çıkıp çıkmayacağını izliyor.
Dün muhalefetteki altı siyasi parti ve çıkaracakları ortak adayın seçim beyannamesini oluşturacak siyaset metni yayımlandı.
İktisat idaresinin bir daha yapılandırılacağına dikkat çekilen metinde, Merkez Bankası’nın da bir daha Ankara’ya taşınarak asli vazifelerine geri döneceği açıklandı.
‘Tutum tümüyle değiştirebilir’
Ekonomi gazetesi muharriri Aktaş bugünkü köşesinde şunları kaydetti: “Türkiye’ye döviz getirilmemesinin en temel niçininin güvensizlik olduğu ortada. ötürüsıyla seçim daha sonrasında yabancıya inanç veren bir iktidar işbaşına geldiği takdirde artık Türkiye’nin ismini anmayan Batı sermayesi tavrını tümüyle değiştirebilir.”
Aktaş, millet ittifakının vadettiklerini yapması halinde devlet iç borçlanma senetlerine ve pay senetlerine yabancıların bir daha ilgi göstereceğini belirtti.
‘Alırken kazanmak’
Bu ilginin yoğunluğuna bağlı olarak döviz arzında süratli bir artış olacağını ve Merkez Bankası’nın dövizi tutabilme gayesiyle artık uyguladığı tedbirlerin terk edileceğini belirten Aktaş, bundan daha sonrası için şu senaryoyu öngördü:
“Hani ‘Alırken kazanmak’ diye bir kavram var ya, yabancı yatırımcı bunu bilmiyor olabilir mi?
Türk menkul değerlerini almak istiyorsanız, ucuzken alacaksınız!
Menkul değer almak için döviz getireceğinize bakılırsa o dövizi olabildiğince yüksek kurdan satacaksınız!
ötürüsıyla seçimden daha sonra TL’nin değerlenebileceğini, menkul değerlerin pahalanabileceğini gözeten yabancı elini çabuk tutmak isteyecektir.
Kaldı ki kimi kararları vermek için de o denli uzun uzunluklu düşünmeye gerek yok. Türk halkının döviz artışına dönük beklentisinin son periyotta nasıl bilakis döndüğüne bakmak en uygun örnektir.
Kur muhafazalı mevduat hesapları, döviz artışına endeksli olduğu biçimde son periyotta niçin azalmaya başladı da bu azalmayı durdurmak ismine DTH dönüşümlü hesaplar için faiz tavanı kaldırıldı.
Adeta genlerimize işlemiş olan kur artışı beklentisi kırıldı da ondan. Vatandaş baktı ki kur aylardır artmıyor ve seçime kadar da pek artacağı yok, çabucak KKM’yi terk etmeye başladı.
ötürüsıyla yabancı da menkul değerlerin fiyatının artacağını ve getirdiği dövizin daha epeyce TL etmeyeceğini gördüğü an Türkiye’ye dönecektir. İşte o an tatlı telaşın başlangıcı olacaktır.”