- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 3,111
Ramazan ayına sayılı günler kala bir fazlaca meskende hazırlıklar başladı. Ramazanda öğün saatlerinin ve beslenme sıklığının azalacağı, tüketilen besin içeriklerinde farklılıklar olacağı, ilaç saatlerinin bir daha ayarlanması gerekeceği için uzmanlar, bilhassa kronik hastalığı olanlara mümkün bir sıhhat sıkıntısına karşı kesinlikle doktora istişarelerini öneriyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Suna Yapalı orucun faydalarının yanı sıra birtakım kurallara dikkat edilmediğinde şişkinlik, hazımsızlık ve reflü üzere sindirim sistemi şikayetlerinin artabileceğini belirterek “Beslenme alışkanlıklarının değişmesi ile reflüsü olmayan bireylerde reflü yakınmaları tetiklenebilir ve daha önce reflü tanısı almış olan hastaların şikayetleri artış gösterebilir. Reflü hastalığı mideden yemek borusuna mide içeriği ya da asidinin kaçışı olarak tanımlanır ve ülkemizde her 4-5 şahıstan birinde görülür. Göğüs kemiği gerisinde yanma, ağıza acı su gelmesi, boğazda yanma, kuru öksürük, ses kısıklığı ve göğüs ağrısı üzere bulgularla kendini gösterebilen reflüye karşı Ramazanda da birtakım kurallara dikkat etmek gerekir” diyor. Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Suna Yapalı, reflü başta olmak üzere sindirim sistemi meseleleri yaşamamak, sağlıklı bir Ramazan ayı geçirmek için kaçınılması gereken 8 yanılgıyı anlattı, kıymetli ikazlar ve tekliflerde bulundu.
İftar ve sahurda büyük porsiyonlar
Uzun saatler aç ve susuz kalındıktan daha sonra iftarda büyük porsiyonlar ile mideyi doldurmak reflü başta olmak üzere sindirim sistemi problemlerine davetiye çıkaracaktır. İftarda çorba, ana yemek ve salata tüketmek kafidir. Porsiyonlar büyük olmamalıdır. İftarı 1 bardak su, zeytin ya da hurma yahut çorba ile açtıktan daha sonra, ana yemeğe geçmedilk evvel yemeğe orta verilmelidir. Ana yemeği takiben meyve ya da tatlı çabucak tüketilmemelidir. Sahurda ise uzun mühlet aç kalınacağı kaygısı ile çok yemekten kaçınılmalıdır.
İftar ve sahurda süratli yenilmesi
Birfazlaca kişi iftarda uzun vadeli açlığın üzerine süratli bir biçimde yemek yemektedir. Sahurda ise çoklukla uykudan uyanıp süratli bir sahur yapıp yine uyumaktadır. halbuki ki, süratli yemek yenilmesi midede şişkinlik ve hazımsızlık hissine niye olur ve reflü yakınmalarını tetikler. Bu niçinle iftar ve sahur için kâfi vakti ayırarak, güzel çiğneyerek yavaş bir biçimde yemek gereklidir.
Yemek daha sonrası uzanmak
Ramazan ayında reflüyü tetikleyen en değerli yanlış davranış sistemlerinden birisi iftardan daha sonrasında uzanmak ya da sahurda yemek daha sonrası çabucak yatmaktır. Bu kusurlu davranış daha öncesinden reflüsü olmayan hastalarda reflü sorunu başlamasına niye olurken, Ramazan ayında reflü şikayetleri ile tabibe müracaatların da ana niçinlerindendir. İftardan daha sonrasında uzanmamalı ve uyumadan evvelki son 3 saatte atıştırmalıklar tüketilmemelidir. Sahurda ise yavaşça besinler tüketerek bir süre konutta dolaşmak, yatağın baş kısmını da yükselterek yatmak, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçışını maniler ve reflüyü önlemeye yardımcı olur.
İftar ve sahurda reflüyü tetikleyen besinler tüketmek
İftar ve sahurda tüketilen besinlerin içeriği de pek değerlidir. Kızartmalar, yağlı ve baharatlı besinler, çikolata, çiğ soğan ve sarımsak, çok karbonhidrat içeriği olan şerbetli tatlılar reflüyü tetikleyeceği için uzak durulmalıdır. Yağlı yiyecekler mide boşalımını yavaşlatır ve reflü oluşumunu kolaylaştırır. İftarda zerzevat yemeği, kuru baklagiller, haşlama ya da ızgara et tüketilebilir. Tatlı olarak iftar daha sonrası sütlü ve yavaşça tatlılar tüketilebilir. Sahurda ise protein içeriği yüksek olan yumurta ve peynir üzere yiyeceklerin yanında tam tahıllı ekmek ve domates, salatalık ve zeytin eklenerek yavaşça bir kahvaltı yapılabilir. Simit, açma, poğaça, börek üzere karbonhidrat içeriği yüksek besinlerden kaçınılmalıdır.
Çok kafein ve şeker içeren içecekler tüketmek
Bilhassa iftar daha sonrası bir epeyce kişi çok çay ve kahve tüketmektedir. Kafein içeren bu içeceklerin tüketilmesi bedenden su kaybını arttıracağından gün içerisinde bedenin daha susuz kalmasına niye olmaktadır. Bu niçinle çay, kahve ve kafein içeren sıvı tüketiminde çoka kaçılmamalı.
Gereğince su tüketmemek
Bedenin su muhtaçlığının karşılanması için günlük toplam 1.5-2 lt su tüketilmesine ihtimam gösterilmelidir. Ayrıyeten iftar ve sahurda yemek yerken mideyi su ile doldurmamalı, su tüketimi iftar ile sahur içindeki süreçte sağlanmalıdır. Kâfi su içilmesi, mideden yemek borusuna kaçan asidin de temizlenmesini sağladığı için reflü gelişmenini önleyecektir.
İftardan daha sonra ağır idman yapmak
Bilhassa iftardan daha sonrasında idman yapılmamalıdır. Mide boşalımının sağlanması için yemekten en az iki saat geçtikten daha sonra idman yapılmalıdır. Ağır idmanlardan kaçınmalı, 30-45 dakikalık hafifçe-orta tempolu yürüyüşler yapılmalıdır.
Ramazan ayında çok yemek
bir epeyce kişi Ramazan ayında uzun müddetli açlık ve kalori açığı ile kilo verirken, yanlış beslenme alışkanlıkları ve beslenme tercihleri kilo artışına da yol açabilir. Uzun vadeli açlık daha sonrasında çok yemek, yağlı ve karbonhidrat içeriği yüksek besinler tüketmek, iftardan daha sonra atıştırmaya devam etmek metabolik dengeyi bozarak kilo artışına ve bel etrafında yağlanmaya niye olur. Kilo artışı reflü yakınmalarını tetikleyecektir. Ramazan ayında sağlıklı beslenme ve sistemli antrenman ile kilo denetimi sağlanması reflü dahil tüm sindirim sistemi meselelerinin tetiklenmesini de önler.
Reflü hastaları dikkat!
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Suna Yapalı, reflü hastalarının Ramazan ayında oruç tutup tutamayacağı konusunda şu ayrıntıları veriyor: “Hastalığın şiddeti ve klinik tablosu her hastada farklılıklar göstermektedir. Bu niçinle teşhis konulmuş reflü hastaları oruç tutmadan evvel tabiplerine kesinlikle danışmalıdır. yavaşça reflü hastaları oruç tutabilirler ve Ramazan ayı mühletince ilaç kullanmaları gerekebilir. İlaç almalarına, hayat stili ve beslenme değişikliklerine karşın reflü yakınmaları olan ve ağır reflüsü bulunanların ise oruç tutmaları önerilmez.”
Hibya Haber Ajansı
İftar ve sahurda büyük porsiyonlar
Uzun saatler aç ve susuz kalındıktan daha sonra iftarda büyük porsiyonlar ile mideyi doldurmak reflü başta olmak üzere sindirim sistemi problemlerine davetiye çıkaracaktır. İftarda çorba, ana yemek ve salata tüketmek kafidir. Porsiyonlar büyük olmamalıdır. İftarı 1 bardak su, zeytin ya da hurma yahut çorba ile açtıktan daha sonra, ana yemeğe geçmedilk evvel yemeğe orta verilmelidir. Ana yemeği takiben meyve ya da tatlı çabucak tüketilmemelidir. Sahurda ise uzun mühlet aç kalınacağı kaygısı ile çok yemekten kaçınılmalıdır.
İftar ve sahurda süratli yenilmesi
Birfazlaca kişi iftarda uzun vadeli açlığın üzerine süratli bir biçimde yemek yemektedir. Sahurda ise çoklukla uykudan uyanıp süratli bir sahur yapıp yine uyumaktadır. halbuki ki, süratli yemek yenilmesi midede şişkinlik ve hazımsızlık hissine niye olur ve reflü yakınmalarını tetikler. Bu niçinle iftar ve sahur için kâfi vakti ayırarak, güzel çiğneyerek yavaş bir biçimde yemek gereklidir.
Yemek daha sonrası uzanmak
Ramazan ayında reflüyü tetikleyen en değerli yanlış davranış sistemlerinden birisi iftardan daha sonrasında uzanmak ya da sahurda yemek daha sonrası çabucak yatmaktır. Bu kusurlu davranış daha öncesinden reflüsü olmayan hastalarda reflü sorunu başlamasına niye olurken, Ramazan ayında reflü şikayetleri ile tabibe müracaatların da ana niçinlerindendir. İftardan daha sonrasında uzanmamalı ve uyumadan evvelki son 3 saatte atıştırmalıklar tüketilmemelidir. Sahurda ise yavaşça besinler tüketerek bir süre konutta dolaşmak, yatağın baş kısmını da yükselterek yatmak, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçışını maniler ve reflüyü önlemeye yardımcı olur.
İftar ve sahurda reflüyü tetikleyen besinler tüketmek
İftar ve sahurda tüketilen besinlerin içeriği de pek değerlidir. Kızartmalar, yağlı ve baharatlı besinler, çikolata, çiğ soğan ve sarımsak, çok karbonhidrat içeriği olan şerbetli tatlılar reflüyü tetikleyeceği için uzak durulmalıdır. Yağlı yiyecekler mide boşalımını yavaşlatır ve reflü oluşumunu kolaylaştırır. İftarda zerzevat yemeği, kuru baklagiller, haşlama ya da ızgara et tüketilebilir. Tatlı olarak iftar daha sonrası sütlü ve yavaşça tatlılar tüketilebilir. Sahurda ise protein içeriği yüksek olan yumurta ve peynir üzere yiyeceklerin yanında tam tahıllı ekmek ve domates, salatalık ve zeytin eklenerek yavaşça bir kahvaltı yapılabilir. Simit, açma, poğaça, börek üzere karbonhidrat içeriği yüksek besinlerden kaçınılmalıdır.
Çok kafein ve şeker içeren içecekler tüketmek
Bilhassa iftar daha sonrası bir epeyce kişi çok çay ve kahve tüketmektedir. Kafein içeren bu içeceklerin tüketilmesi bedenden su kaybını arttıracağından gün içerisinde bedenin daha susuz kalmasına niye olmaktadır. Bu niçinle çay, kahve ve kafein içeren sıvı tüketiminde çoka kaçılmamalı.
Gereğince su tüketmemek
Bedenin su muhtaçlığının karşılanması için günlük toplam 1.5-2 lt su tüketilmesine ihtimam gösterilmelidir. Ayrıyeten iftar ve sahurda yemek yerken mideyi su ile doldurmamalı, su tüketimi iftar ile sahur içindeki süreçte sağlanmalıdır. Kâfi su içilmesi, mideden yemek borusuna kaçan asidin de temizlenmesini sağladığı için reflü gelişmenini önleyecektir.
İftardan daha sonra ağır idman yapmak
Bilhassa iftardan daha sonrasında idman yapılmamalıdır. Mide boşalımının sağlanması için yemekten en az iki saat geçtikten daha sonra idman yapılmalıdır. Ağır idmanlardan kaçınmalı, 30-45 dakikalık hafifçe-orta tempolu yürüyüşler yapılmalıdır.
Ramazan ayında çok yemek
bir epeyce kişi Ramazan ayında uzun müddetli açlık ve kalori açığı ile kilo verirken, yanlış beslenme alışkanlıkları ve beslenme tercihleri kilo artışına da yol açabilir. Uzun vadeli açlık daha sonrasında çok yemek, yağlı ve karbonhidrat içeriği yüksek besinler tüketmek, iftardan daha sonra atıştırmaya devam etmek metabolik dengeyi bozarak kilo artışına ve bel etrafında yağlanmaya niye olur. Kilo artışı reflü yakınmalarını tetikleyecektir. Ramazan ayında sağlıklı beslenme ve sistemli antrenman ile kilo denetimi sağlanması reflü dahil tüm sindirim sistemi meselelerinin tetiklenmesini de önler.
Reflü hastaları dikkat!
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Suna Yapalı, reflü hastalarının Ramazan ayında oruç tutup tutamayacağı konusunda şu ayrıntıları veriyor: “Hastalığın şiddeti ve klinik tablosu her hastada farklılıklar göstermektedir. Bu niçinle teşhis konulmuş reflü hastaları oruç tutmadan evvel tabiplerine kesinlikle danışmalıdır. yavaşça reflü hastaları oruç tutabilirler ve Ramazan ayı mühletince ilaç kullanmaları gerekebilir. İlaç almalarına, hayat stili ve beslenme değişikliklerine karşın reflü yakınmaları olan ve ağır reflüsü bulunanların ise oruç tutmaları önerilmez.”
Hibya Haber Ajansı