- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 2,740
CHP İktisat Masası TV’de CHP 24.Dönem İzmir MV. Rahmi Aşkın Türeli ve ekonomist Cihan İhtilal Zelyut kış aylarında vatandaşı nelerin beklediğini konuştu.
Orta Vadeli Programı kıymetlendiren Türeli, OVP’lerin 3 yıllık dinamik bir niteliği olduğunu, başarılı olması için kalkınma planları ve bütçe ile uyumlu olması gerektiğini lakin mevcut OVP’nin kalkınma planı ile ilişkili olmadığını belirtti.
GAYELERE niye ULAŞILAMADIĞI AÇIKLANMALI
Türeli, her sene OVP hazırlayıp, amaçlar belirleyip daha sonra bu maksatların tutturulmamasının bir karşılığının olması gerektiğini söyleyerek, amaçlara niye ulaşılmadığının da ilgili programa konulması gerektiğini söylemiş oldu.
Her OVP’de Türkiye iktisadının yüzde beş büyüyeceğini belirtilirken büyümenin başka gayelerle ahengini da ortaya koymanın gerekliliğini vurgulayan Türeli, iktisat büyürken dış girdi bağı sebebi ile cari açığın artacağının ve bu amacın de tutturulmayacağını işaret etti.
Enflasyon ve işsizlik maksatları için de uyumsuzlukların görüldüğünü söylemiş oldu. Programın kredibilitesi olmadığı için ekonomiyi yönlendirme özelliğinin olmadığını belirtti.
“KUR VE ENFLASYON HANE HALKININ CANINI YAKACAK”
Zelyut’un “Bu kış kur ve enflasyon imalatçı ve hane halkının canını yakacak dersek abartmış mı oluruz?” sorusuna karşılık veren Türeli bu tespitte abartı olmadığını, enflasyonun en değerli münasebetlerinden birisi olan tarımda, çiftçi sayısı ve ekili biçili arazi ölçüsünün düştüğünün bilinen bir gerçek olduğunu söylemiş oldu.
Türeli, Türkiye’de enflasyonun artışında iç niçinlerin daha baskın olduğunu buna yurtharicindeki tedarik sıkıntıları ve emtia fiyatlarındaki artışın da dayanak verdiğini belirtti.
Türeli, üretici fiyatlarındaki artışın nihayetinde tüketicilere yansımasının kaçınılmaz olduğunu, lakin tam bunlar olurken Türkiye’nin enflasyon altında yer alan negatif faiz yoluna girdiğini, üstüne bir de faizin düşürülmesine dair telaffuzların insanları döviz, gayri menkul üzere araçlara yönelttiğini belirtti.
ÇEKİRDEK ENFLASYON ÇIKIŞINA REAKSİYON
“İşler güzelce çığırından çıkmıştır” diyen Türeli, Merkez Bankası’nın faiz indirmek için çekirdek enflasyonu baz aldığını lakin çekirdek hesabı yapılırken sepetten çıkartılan malların vatandaş tarafınca kullanıldığını, bunun vatandaşa bir maliyetinin olduğunu belirtti.
Bu ülkede yaşayan vatandaşlar güç ve besin kullanmıyor mu? Bunları dışarıda tutarak hesaplamalar olmaz diyen Türeli, enflasyon konusunda toplumun beklentilerinin değerli olduğunu, bu beklentinin de Türkiye’de çok yüksek olduğunu söz etti.
“ENFLASYONUN ÖNLENMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Türeli şu sözlerle konuşmasını tamamladı:
“Önümüzdeki devirde bu uygulanan siyasetlerle, bu kadar topluma inanç vermeyen, Merkez Bankası üzere temel kurumların araç bağımsızlığını ortadan kaldıran bir yapı ile Türkiye’de enflasyonun önlemesi mümkün değil. Faizi de indirmek mümkün değil, faizi indirirseniz alternatif araçlara evvela döviz olmak üzere fevkalade bir atak olacaktır. Bunun kararında da bütün istikrarlar bozulacaktır.
Dolar kurundaki yükseliş aslına bakarsanız maliyetler sebebi ile enflasyonu üst çıkartan bir tesir yapıyor, doların yükselmesi demek yurtharicinden dolarla ithal ettiğiniz her şeyin fiyatının artması demektir. Enflasyon yükselir, buna bağlı faizler yükselir. Türkiye’nin en temel sorunu bu; son periyotta hem kur yükseliyor, hem enflasyon yükseliyor, hem faiz yükseliyor, hepsinin birliktece yükseldiği, üst çıktığı, bir sarmal biçiminde birbirini etkilediği, belirlediği yapı var. Kısır döngü oluşmuş.”
Orta Vadeli Programı kıymetlendiren Türeli, OVP’lerin 3 yıllık dinamik bir niteliği olduğunu, başarılı olması için kalkınma planları ve bütçe ile uyumlu olması gerektiğini lakin mevcut OVP’nin kalkınma planı ile ilişkili olmadığını belirtti.
GAYELERE niye ULAŞILAMADIĞI AÇIKLANMALI
Türeli, her sene OVP hazırlayıp, amaçlar belirleyip daha sonra bu maksatların tutturulmamasının bir karşılığının olması gerektiğini söyleyerek, amaçlara niye ulaşılmadığının da ilgili programa konulması gerektiğini söylemiş oldu.
Her OVP’de Türkiye iktisadının yüzde beş büyüyeceğini belirtilirken büyümenin başka gayelerle ahengini da ortaya koymanın gerekliliğini vurgulayan Türeli, iktisat büyürken dış girdi bağı sebebi ile cari açığın artacağının ve bu amacın de tutturulmayacağını işaret etti.
Enflasyon ve işsizlik maksatları için de uyumsuzlukların görüldüğünü söylemiş oldu. Programın kredibilitesi olmadığı için ekonomiyi yönlendirme özelliğinin olmadığını belirtti.
“KUR VE ENFLASYON HANE HALKININ CANINI YAKACAK”
Zelyut’un “Bu kış kur ve enflasyon imalatçı ve hane halkının canını yakacak dersek abartmış mı oluruz?” sorusuna karşılık veren Türeli bu tespitte abartı olmadığını, enflasyonun en değerli münasebetlerinden birisi olan tarımda, çiftçi sayısı ve ekili biçili arazi ölçüsünün düştüğünün bilinen bir gerçek olduğunu söylemiş oldu.
Türeli, Türkiye’de enflasyonun artışında iç niçinlerin daha baskın olduğunu buna yurtharicindeki tedarik sıkıntıları ve emtia fiyatlarındaki artışın da dayanak verdiğini belirtti.
Türeli, üretici fiyatlarındaki artışın nihayetinde tüketicilere yansımasının kaçınılmaz olduğunu, lakin tam bunlar olurken Türkiye’nin enflasyon altında yer alan negatif faiz yoluna girdiğini, üstüne bir de faizin düşürülmesine dair telaffuzların insanları döviz, gayri menkul üzere araçlara yönelttiğini belirtti.
ÇEKİRDEK ENFLASYON ÇIKIŞINA REAKSİYON
“İşler güzelce çığırından çıkmıştır” diyen Türeli, Merkez Bankası’nın faiz indirmek için çekirdek enflasyonu baz aldığını lakin çekirdek hesabı yapılırken sepetten çıkartılan malların vatandaş tarafınca kullanıldığını, bunun vatandaşa bir maliyetinin olduğunu belirtti.
Bu ülkede yaşayan vatandaşlar güç ve besin kullanmıyor mu? Bunları dışarıda tutarak hesaplamalar olmaz diyen Türeli, enflasyon konusunda toplumun beklentilerinin değerli olduğunu, bu beklentinin de Türkiye’de çok yüksek olduğunu söz etti.
“ENFLASYONUN ÖNLENMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Türeli şu sözlerle konuşmasını tamamladı:
“Önümüzdeki devirde bu uygulanan siyasetlerle, bu kadar topluma inanç vermeyen, Merkez Bankası üzere temel kurumların araç bağımsızlığını ortadan kaldıran bir yapı ile Türkiye’de enflasyonun önlemesi mümkün değil. Faizi de indirmek mümkün değil, faizi indirirseniz alternatif araçlara evvela döviz olmak üzere fevkalade bir atak olacaktır. Bunun kararında da bütün istikrarlar bozulacaktır.
Dolar kurundaki yükseliş aslına bakarsanız maliyetler sebebi ile enflasyonu üst çıkartan bir tesir yapıyor, doların yükselmesi demek yurtharicinden dolarla ithal ettiğiniz her şeyin fiyatının artması demektir. Enflasyon yükselir, buna bağlı faizler yükselir. Türkiye’nin en temel sorunu bu; son periyotta hem kur yükseliyor, hem enflasyon yükseliyor, hem faiz yükseliyor, hepsinin birliktece yükseldiği, üst çıktığı, bir sarmal biçiminde birbirini etkilediği, belirlediği yapı var. Kısır döngü oluşmuş.”