AK Parti İstanbul Vilayet Lider Yardımcısı Cahit Altunay, Çırağan Caddesi üstündeki 112 çınar ağacının kesilmesiyle ilgili basın açıklaması yaptı.
Altunay, ağaçları kurtarmak için gerekli çalışmaların yapılmadığını, kesilirken de müsaade alınmadığını belirtti. Orman Bölge Müdürlüğü tarafınca İBB’ye ağaçları kestikleri için cezai süreç uygulandığını açıklayan Altunay, “Daha evvelden Adalar’daki atları kurtarmak için gittiler, kurtarıp geldiler. daha sonra dünyanın en önde gelen hayvan bakım merkezleri devrimizde yapıldı, İstanbul can dostlarımıza yuva olacak dediler, o hoş yerleri onlara mezar ettiler. İşte yakın vakitte da şahit olduğumuz, asırlık çınar ağaçları da önleyici önlemleri alınmadan kesilerek o güzelim tarihi dokuyu helak ettiler” dedi.
“TEDAVİ EDİLEBİLİRDİ”
Ağaçlardaki hastalığın birinci kere teşhis edilmediğini de hatırlatan Altunay, şu biçimde konuştu: “Bir gecede 39 tane ağacın kesilmesinin ne mana tabir ediyor. Daha yıllar evvelden bu hastalık tespit edildiğinde bununla uğraş edildi. Daha evvelce de kesitler yapıldı ancak, senede 4-5 adet ağaç kesilerek ve tedavi sistemi kullanılarak yayılma önlendi. O ağaçlar kurtarılmıştı. Ne yazık ki artık baktığımızda üç tane kusuru net olarak gördük. Teknik açıdan da idari açıdan da yanılgı var. En kıymetlisi bilimsel açıdan büyük yanlışlar var. Teknik açıdan diyorum zira, bahsin uzmanlarınca gereğince araştırılmadan, incelenmeden bu biçimde bir karar verilmiştir. İdari açıdan da bu Tabiat Varlıkları Müdafaa Komitesi’nin doğal üyesi olan tek bir orman mühendisi var, karar alınırken maalesef bu görüşmede bulunmamış. İdari yanılgılardan biri de ne Anıtlar Heyeti’nden ne Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden rastgele bir yazı, talep, müsaade istenmemiştir. En değerlisi de kesmek için müsaade alınması gereken Orman Bölge Müdürlüğü’nden de maalesef bu müsaade de alınmamıştır. Bunun gereği olarak da Orman Bölge Müdürlüğü kesilen ağaçlarla ilgili idari para cezası da uygulamıştır. Üçüncüsü bilimsel olarak da bir yaklaşım olmamıştır. Bu hastalığın tespitinde daha evvelden Marmara Üniversitesi hocalarımızdan Zeki Severoğlu’nun hoş tespitleri vardı. Bu hastalığı tespit edip, bir dizi tedbir de almıştı. Onun tedbirleri doğrultusunda bu tedaviler uygulanmış, bu hastalık kısmen engellenmiş ve ötelenmiş hatta yayılması da önlenebilmiştir.”
“SIRADA HANGİ ÇINARLAR VAR”
Altunay, çınar ağaçlarının tedavi sürecinin pas geçildiğini, bundan daha sonra öbürleri için de telaşlı olduklarını belirtti. Altunay “Ne oldu da bütün bu süreçleri pas geçerek, yangından mal kaçırırcasına bir gecede o 100-150 yıllık çınar ağaçlarını katlediyorsunuz? Orası o denli bir yer ki tarihi yapıların, kültürel varlıkların iç içe olduğu o tarihi çınarlarla adeta bize bir görsel şölen sunduğu bir caddedir. Ben merak ediyorum. Sanki bundan daha sonra sırada hangi çınarlar var? Bu önlemler alınmadıkça, yaptıkları kusurlar ve yanlışlar yüzünden başka çınarlara da bu hastalık sirayet etti mi. Birkaç sene daha sonra sanki Çırağan Caddesi bu çınarlara da mezar mı olacak. Türkiye’nin bilhassa en kıymetli ağaçlarından Doğu Çınar’ı suyla barışık yaşayan bir ağaç çeşididir. Sanki yazın kâfi sulama yapılamadı mı. Kışın yaptıkları tuzlamalarda mı ziyan gördüler. Asfaltlama çalışmalarında gereğince koruyamadılar mı. Hastalığı karşın budama yapılarak, hatta kesim aletleri dezenfekte edilmeden yapıldığı için mi hastalığın yayılmasına sebep oldular. bu biçimdesine manalı bir günde, iki kıymetli çınar ağacının yetiştiği hoş ilçemizde, bu silueti bozmaya, peyzajı bozmaya ve tarihi dokuya ziyan vermeye kimsenin hakkı yoktur” diye konuştu.
Altunay, ağaçları kurtarmak için gerekli çalışmaların yapılmadığını, kesilirken de müsaade alınmadığını belirtti. Orman Bölge Müdürlüğü tarafınca İBB’ye ağaçları kestikleri için cezai süreç uygulandığını açıklayan Altunay, “Daha evvelden Adalar’daki atları kurtarmak için gittiler, kurtarıp geldiler. daha sonra dünyanın en önde gelen hayvan bakım merkezleri devrimizde yapıldı, İstanbul can dostlarımıza yuva olacak dediler, o hoş yerleri onlara mezar ettiler. İşte yakın vakitte da şahit olduğumuz, asırlık çınar ağaçları da önleyici önlemleri alınmadan kesilerek o güzelim tarihi dokuyu helak ettiler” dedi.
“TEDAVİ EDİLEBİLİRDİ”
Ağaçlardaki hastalığın birinci kere teşhis edilmediğini de hatırlatan Altunay, şu biçimde konuştu: “Bir gecede 39 tane ağacın kesilmesinin ne mana tabir ediyor. Daha yıllar evvelden bu hastalık tespit edildiğinde bununla uğraş edildi. Daha evvelce de kesitler yapıldı ancak, senede 4-5 adet ağaç kesilerek ve tedavi sistemi kullanılarak yayılma önlendi. O ağaçlar kurtarılmıştı. Ne yazık ki artık baktığımızda üç tane kusuru net olarak gördük. Teknik açıdan da idari açıdan da yanılgı var. En kıymetlisi bilimsel açıdan büyük yanlışlar var. Teknik açıdan diyorum zira, bahsin uzmanlarınca gereğince araştırılmadan, incelenmeden bu biçimde bir karar verilmiştir. İdari açıdan da bu Tabiat Varlıkları Müdafaa Komitesi’nin doğal üyesi olan tek bir orman mühendisi var, karar alınırken maalesef bu görüşmede bulunmamış. İdari yanılgılardan biri de ne Anıtlar Heyeti’nden ne Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden rastgele bir yazı, talep, müsaade istenmemiştir. En değerlisi de kesmek için müsaade alınması gereken Orman Bölge Müdürlüğü’nden de maalesef bu müsaade de alınmamıştır. Bunun gereği olarak da Orman Bölge Müdürlüğü kesilen ağaçlarla ilgili idari para cezası da uygulamıştır. Üçüncüsü bilimsel olarak da bir yaklaşım olmamıştır. Bu hastalığın tespitinde daha evvelden Marmara Üniversitesi hocalarımızdan Zeki Severoğlu’nun hoş tespitleri vardı. Bu hastalığı tespit edip, bir dizi tedbir de almıştı. Onun tedbirleri doğrultusunda bu tedaviler uygulanmış, bu hastalık kısmen engellenmiş ve ötelenmiş hatta yayılması da önlenebilmiştir.”
“SIRADA HANGİ ÇINARLAR VAR”
Altunay, çınar ağaçlarının tedavi sürecinin pas geçildiğini, bundan daha sonra öbürleri için de telaşlı olduklarını belirtti. Altunay “Ne oldu da bütün bu süreçleri pas geçerek, yangından mal kaçırırcasına bir gecede o 100-150 yıllık çınar ağaçlarını katlediyorsunuz? Orası o denli bir yer ki tarihi yapıların, kültürel varlıkların iç içe olduğu o tarihi çınarlarla adeta bize bir görsel şölen sunduğu bir caddedir. Ben merak ediyorum. Sanki bundan daha sonra sırada hangi çınarlar var? Bu önlemler alınmadıkça, yaptıkları kusurlar ve yanlışlar yüzünden başka çınarlara da bu hastalık sirayet etti mi. Birkaç sene daha sonra sanki Çırağan Caddesi bu çınarlara da mezar mı olacak. Türkiye’nin bilhassa en kıymetli ağaçlarından Doğu Çınar’ı suyla barışık yaşayan bir ağaç çeşididir. Sanki yazın kâfi sulama yapılamadı mı. Kışın yaptıkları tuzlamalarda mı ziyan gördüler. Asfaltlama çalışmalarında gereğince koruyamadılar mı. Hastalığı karşın budama yapılarak, hatta kesim aletleri dezenfekte edilmeden yapıldığı için mi hastalığın yayılmasına sebep oldular. bu biçimdesine manalı bir günde, iki kıymetli çınar ağacının yetiştiği hoş ilçemizde, bu silueti bozmaya, peyzajı bozmaya ve tarihi dokuya ziyan vermeye kimsenin hakkı yoktur” diye konuştu.